Sabah Gazetesi'ne Cevaben


Değerli Basın Mensupları,

Sabah Gazetesi’nde 20 Temmuz 2015 Pazartesi günü yayımlanan haberde, Sağlık Bakanı Sayın Mehmet Müezzinoğlu’nun kanser ilaçlarının temini ile ilgili yeni uygulama hakkındaki özel röportajına yer verilmiş. “Kanser İlaçlarında Yeni Dönem” başlığıyla verilen bilgilerin ilk bakışta hastalar için son derece önemli bir adım olduğu izlenimi oluşturulmuş olsa da, haberi okuduğumuzda aslında şu ana kadar rutin olarak uygulanan uygulamalardan ibaret olduğunu görmekteyiz.

Değerli Basın Mensupları,

Biz eczacılar, hastalarımızın her türlü ilaçlarının yanında kanser ilaçlarını da temin etmekteyiz. Kimi ilaçların temininde zaman zaman yaşanılan sorunlar ise hepinizin artık neredeyse ezberlediği gibi, devletin karar verici mercilerinin ilaç fiyat politikasıyla ilgili tutumu karşısında, ilaç üreticilerinin ya da ithalatçılarının ilaç temini konusundaki isteksizlikleridir.

Değerli Basın Mensupları;
Ne olduysa, 1 Temmuz 2015 tarihi itibariyle yıllardır kanser ilaçları ile ilgili olarak uygulanan sistem devre dışı bırakılmış, ancak yaşanan aksaklıklar nedeniyle 20 Temmuz 2015’e kadar uzatılması kararı alınmıştı. Bugünkü haberle de adeta; hastalara önemli katkıları olacağı iddia edilen yeni uygulamanın aslında bir anlamda eksiklikleri örtülmeye çalışılmış ve yıllardır uygulanan sistemin hatırlatılması yapılmıştır.
Kısaca hatırlamak gerekirse; haberde hastaların boy ve kilosuna uygun bir şekilde ilaç hazırlanacağı bilgisi zaten yıllardır olmazsa olmaz bir uygulamadır yani vücut yüzey alanı yeni bir uygulama değildir. Öte yandan ilacın hastanelerde bir cihaz tarafından hazırlanacağı belirtilmekteyse de, bahsi geçen otomatik cihaz Türkiye de çok sınırlı hastanede bulunmaktadır. Diğer hastanelerde ise bırakın onkolojik ilaçları sistematik hazırlamayı, eczane ve eczacısı olmayan bir sistemin olumsuzluklarını yaşıyoruz. Dolayısıyla sıkıntı apaçık ortadayken, bu yeni uygulamayı anlamak mümkün değildir.
Değerli Basın Mensupları,

Hastalarımıza müjde verdiği izlenimi yaratılan haberi satır satır okuduk ancak, 1 ay önce hastanelerimizde verilen hizmet dışında farklı bir hizmet modeli göremedik. Ancak haftalardır ısrarla söylemekten çekinmediğimiz bir gerçeği bir kez daha tekrarlamakta fayda var ki; kanser ilaçlarının eczaneler yerine artık hastanelerden temin edilmesi uygulamasının tek bir kaybedeni olacak; o da hastalar!

Eczanesi bile olmayan, olsa da eczacısı olmayan, eczacı istihdamı için harekete geçmeyen hastanelerde, bu ilaçlar hangi ortamlarda nasıl hazırlanacak? İlaçların saklanması ve bozulmaması için dünya standartlarında hazırlanmış özel depolama alanlarının olması gerekirken, birçok hastanede soğuk zincir ilaçlarının saklanacağı özel odaların olmadığını Bakanlığın kendisi de gayet iyi bilmektedir. Öte yandan, toplu ihale yöntemi ile alınacağı bilinen kanser ilaçlarının içerisinde miadı geçmiş, bozuk olup olmadığı bilinemezken, alınan ilaçların çeşitliliği sadece ihaleye girmeye niyet eden depolar tarafından belirlenecektir ki; burada hekimin dünyadan takip ettiği ve o hastası için öngördüğü ilaç ile tedavi etme şansı, kısacası hareket alanı tamamen ortadan kalkacaktır.

Değerli Basın Mensupları,

Bugüne kadar son derece başarılı bir biçimde yürütülen kanser ilacı temini, ne oldu da birden başarısız oldu? Dahası Sağlık Bakanlığı bu kadar sorunlu gördüğü bir alanı düzeltmek için neden bu kadar bekledi? Tüm bu sorular yanıtlarını beklerken, Türk Eczacıları Birliği olarak, devletin yarattığı hastaların ilaç bulamama sorununa, 1 Temmuz’daki yeni uygulama ile çözüm bulacaklarına inanmalarını anlamakta zorlanıyoruz. Oysa yapılacak şey çok basit; Bakanlık ilaç fiyat politikasında yeni düzenlemelere giderek soruna daha kısa yoldan çözüm bulabilirdi.
Biz eczacılar, ileride yaşanması muhtemel olan hasta mağduriyetlerinin önüne geçilmesi için başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere tüm yetkili kurumları bir kez daha bu uygulamadan geri dönmeye çağırıyoruz.

TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ MERKEZ HEYETİ